Süreyya Operası'nda "Faust"

Alman sanatının en önemli isimlerinden Goethe'nin, 18 yaşında başlayıp 83 yaşında sonlandırdığı bir eser Faust. 

Kadıköy Süreyya Operası'nda izleme/dinleme fırsatı bulduğumuz bu efsane oyundan birkaç not paylaşmak istiyorum bugün. Oyunun konusu için; Doktor Faust'un şeytanla yaptığı anlaşma sonucu başına gelenler diyelim... Fazla bilgi vermekten kaçınacağım ki heyecanı-keyfi sizlere kalsın; zira 3 perdelik bu oyunda insanüstü bir akşam yaşadık biz.

Öncelikle Süreyya Operası'nın Türkiye'nin en güzel salonlarından biri olduğunu söylemeye gerek yok; içeride bambaşka bir hava var, girer girmez hoş bir huzur hissediyorsunuz.

Aynı şekilde salonun içi de dev bir sanat eseri gibi. Bu arada, alt fotoğraftaki "Melerence" yazısının ilk -e'sinin üstündeki adamı tanıdınız mı? :) Evet, Ataol Behramoğlu'nu da izleyiciler arasında görmek pek hoştu.

Sahnenin tam önünde tüm geceyi peri masalına çeviren enstrümanlarıyla yerlerini almış sanatçılar var, oyuna mı onlara mı baksam bilemiyorum izlerken; ne güzel bir "iş" bu... Aşağıdaki fotoğraf 2. sahnenin açılış anıydı, müthiş bir şey... Sanatçılardaki o tutkuyu gördükçe, insanın ruhu besleniyor damla damla.

Başrol oyuncularından biri; bu minicik kızdan çıkan sese bir alkış. :)

Oyunu izlerken kendimi televizyon izler gibi hissediyordum; resmen bir masalın içindesiniz ve bunun en büyük sebeplerinden biri dekor & kostüm ikilisinin mükemmel olmasıydı. Çok büyük emek var oyunda, gidip görünce daha iyi anlayacaksınız.

Yine ekibin minicik hacimli - dev sesli oyuncularından, başrollerden biri. Hem bu kadar güçlü sesli olup, hem de bu kadar iyi oyunculuk gösteren insanlar bir arada idi sahnede, üstelik bana devamlı G. Orwell'ın 1984'ünü anımsatan müthiş danslar da var oyun boyunca.

Orkestra şefi selam verir iken... 

Mutluluğu yüzünden okunuyordu adamcağızın. Gerçekten hem kendisi hem ekibi kusursuzdu.

Uzun uzun selamlaştık. :)

Ne büyük zevktir, şevktir bu diye konuştuk bol bol.

Son olarak, şöyle bir tat bırakması için, gösteriden kısa bir video gelsin:

Ne diyelim...
Masalsı bir akşam oldu bizim için, gidip görünüz derim.

Melis