Düş peşine...

Düşünsene masalları, filmleri; hep birileri gelip birilerini kurtarıyor. Birileri ızdıraba son vermeye geliyor, şehri kurtarmaya geliyor, aranan kan oluyor, mucizeler yaratıyor. Biri bana aşağılayıcı bir şey söylese de çok etkilenip kilo versem diyen bile gördüm. Hep bir itici güç arama, hep bir kahramanını bekleme... 

Bekleme! 

Dev bir gerçek klişe geliyor: Seni senden başka kimse, hiçbir durumdan kurtaramaz. Sen istemedikçe çelik yelek giymiş gibi zihnin, sekip geçer tüm o kahramanlar, "mucizeler"... Ne arıyorsan senin içinde, belki toza toprağa bulanmış ama kesinlikle dışarı çıkarılmayı bekliyor.

Ne hissediyorsun?

Yaşamını, hayata karşı duruşunu, görünüşünü veya enerjisini çok beğendiğin biri var belki. "O gelip benim hayatıma girer, hatta beni alır gider saksı gibi kendi hayatına yerleştiriverir, kurtarır beni... Birlikte dünyayı fethedecek güçte oluruz. O'nun o ışıltılı enerjisi benim yitik hayatıma can suyu olur."

Eğer böyle düşünürken buluyorsan kendini, inan bana, bunun başka biriyle ilgisi yok. Üstelik hiçbir insan tam olarak göründüğü gibi değil; O'nun dünyasına daldığında hiç beklenmedik yaralarla, güvensizliklerle karşılaşabilirsin. Bir bakmışsın sen olmuşsun yaraları saran. En nihayetinde SENSİN direksiyona geçmesi gereken. Miskinliği bırakıp iyi bir plan yaparsan, kendini çok da bunaltmadan, hayatını veya değiştirmek istediğin şey her neyse onu, baştan inşa edecek güçtesin. Doğamız böyle, hepimizde o kudret var.

Ne hissediyorsun?

Biri gelse veya bir şey olsa da, beni öyle bir sarssa ki kendime gelsem. 

Aynı sarsıntıyı sen yap kendinde. Başkalarının, dış etkenlerin etkisi geçici zira... Anlık bir gaz veriyor sadece, sonra sen "Bu da değilmiş, tüh." diyorsun, yine aynı hamster çemberi içine dönerek... 

Tutku kelimesinin kökü tutmak'tan gelir. Öyle bir tutacaksın ki yakasından o istediğini, hiçbir dış güç o kudretinin tırnağı olamayacak inan. Başarı süreklilik istiyor ve süreklilik ancak senin içinde yükselecek ateş topu gibi bir tutkuda yatıyor.

Ne hissediyorsun?

Yine bir dış etkenin seni kurtaracağını mı? Mesela şuraya taşınırsam her şey çözülür, şununla tanışırsam hayatım mükemmel olur, şu olursa tüm sorunlar biter. İnan bana hayat böyle işlemiyor arkadaşım... En çok istediğin de olsa, senelerdir her gün rüyanda gördüğün adam ile dünya seyahatine de çıksan, fotoğraflarıyla uyuduğun arabayı satın da alsan; hepsinin bir son kullanma tarihi olacak. Bütün... Mevzu... SENDE.

Uzakta arama.

Sadece iyi düşün. Baştan başla bir. Kendinle baştan tanış. Bir nasılsın de ona, ne istiyorsun de... Kimsin de, seni nasıl mutlu edebilirim de. İçindeki boşlukları doldurmadan dış etkenlere bağlı heyecan sadece bir sürelik olacak. Kendinle barış; sonra yapabileceklerine sen bile inanamayacaksın.

Düş peşine...

*

Yorumlar

  1. Selam.
    Yazınızı okurken kendimi okur gibi oldum. Bir dönem hep bekledim. "Şöyle olsun, yapıcqm, gidicem, gelicem, değişicem..." liste uzar. Evet aslında onlar olduğunda da pek bişey değişmedi hayatımda. Şimdi artık geriye dönüp baktığımda anlıyorum. İyi bir tecrübe oldu ama iyi bir motibastonumu da kaybettim...
    Gece gece okumak çpk iyi geldi.
    Selamlar.🍀

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah o "değişicem"ler... :) Ben artık şöyle bakıyorum; her şeyin bir vakti, dönemi var. Tırtıl kozadan çıkacak güçte değilse henüz, biraz daha kalması gerekiyor demek. Onun iyiliği için... Siz yeter ki kendinizi bunaltmadan değiştirmek istediğiniz konulara emek vermeye devam edin. Doğada her şeyin bir vakti var, unutmayın... :)

      Sil
  2. Merhaba, sizin blog yazılarınızı, sosyal medya paylaşımlarınızı o kadar çok beğeniyorum ki... Bazen benimle aynı duyguları paylaşan bir arkadaşım, dostum gibi hissediyorum sizi... :) Bazense sizden yeni şeyler öğreniyorum. İyi ki varsınız. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Özge Hanım, çok mutlu oldum böyle hissetmenize. Demek ki yakın frekanslardayız. :) Siz de iyi ki varsınız, çok teşekkür ederim.

      Sil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar