İstanbul'a Veda... Ve Yılların Hayali.

Üniversite yıllarında yalnızlığımın tadını fena çıkardım. Bugün de devamlı görüştüğüm, o dönemki en iyi arkadaşlarımla da bir şeyler yapardık sık sık, ama kendimi daha çok yalnız hatırlıyorum düşününce. Çoğu insanı rahatsız eden yalnız yemek yemek benim için büyük bir zevkti; yeni yerleri yalnız keşfetmek, her daim çantamda bulunan defter kalemin yanına bir taze çay istemek, yazmak yazmak yazmak… Bahar dönemi gelince Ayasofya'nın önündeki kafenin dışarı attığı masa sandalyede Ayasofya'ya bakarak yazmak, müze kartımı hunharca kullanıp Ayasofya'da hep aynı mermer üzerine oturup yazmak, Sultanahmet'te sadece benim bildiğim köşelerde ağaçların hışırtısını dinleyerek yazmak, ve nicesi... O dönemki kadar yazmayı çok isterdim bugün. Bazı şeylerden ne kadar uzaklaşıp, 27 yıllık "ben"den ne çok farklılaşmışım son 2-3 yıldır. Değişim hep var yaşantımızda, bu muhakkak kötüye işaret değil; lakin yazının hayatımda o denli olması beni çok iyi hissettirirdi. Tarihi yarım adanın tadını güzel çıkardım işin özü, Beyazıt'ta okumanın getirdiği bu şansı iyi kullandım. Bugün olsa on kere daha iyi kullanırdım, o başka. 

Hemen her zaman tek başıma keşfettiğim, okul çıkışlarında yolumu uzatıp Ayasofya'dan denize doğru aşağıya yürüdüğüm, yine tek başıma oturup Bizim Mutfak'ta yemek yemeden ayrılmadığım, sık sık tarihi postaneden mektup ve kart gönderdiğim Sirkeci'ye, Eminönü'ne gitmek, Beyazıt'ta 2015'te mezun olduğum fakültemden diploma aslımı almak istiyorum bu baharda İstanbul'a gidince. Bir de çok şeye, çok kişiye veda etmek. İstanbul'a veda etmek. Gerçekten bir daha ne zaman giderim, gider miyim bilmiyorum.

Beni az çok tanıyanların bileceği bir hayalim vardı hep. Okuldan sonra İzmir'e dönmek... Çocukluğumun güzel şehri, sokaklarında attığım her bir adımda içime mutluluğun yayıldığı garip bir aşk ilişkisi. Hollanda'ya çıkmasaydı yollar, her şeyi bırakıp baştan başlardım İzmir'de.

Ben gittim; ama bu hayali öyle bir işlemişim ki senelerdir, gerçek oldu...

Annem ve babam İzmir'e, üstelik masmavi Seferihisar'a taşındı. Hala inanmak güç geliyor. İstanbul'da kaotik yaşamdan sonra, her aradığımda başka bir köşede balıkta oluyorlar. :) Tam bir emekli hayatı. :) Görmeden inanamayacağım galiba...

Gelen fotoğraflara bakın yahu insaf. :) Alttaki abim olur. Çocukluğumuzun en şahane olayıydı balık tutmak. Bu bahar, yaşamımıza da getirsin baharı, bol bol balığa gidelim sabahın erken vakitleri, kimsecikler yokken daha.



Şöyle fotoğraflar geliyor whatsapptan. :)


Mart'ta İstanbul'a geleceğim. Dediğim gibi gidip diplomamı almak, Sirkeci'de eskisi gibi yalnız, bir kahvecide demlenmek gerçekten burnumda tütüyor. 1 hafta sonra da İzmir'e geçeceğiz, bir tanışacağım bakalım yeni yuvayla... Duygularım çok karışık. 

İstanbul'la aramda hep bir aşk-nefret ilişkisi vardı. Ama ipler bu kadar kopunca, ne hissedeceğimi bilemedim. Gidersin yahu diyeceksiniz ama Hollanda'dan zaten senede 1-2 gelince ailemin yanına geçerim normal şartlarda. Arkadaşlarım var bir avuç, tarihi yarım ada'm var... Zaman gösterecek.


Bilemiyorum henüz. Tek bildiğim Mart'ta bizzat bu doğayla tanışmak, yeni evime sokuluvermek. Çok bekledim seni canım İzmir, bir onu biliyorum şimdi. Artık biletler Amsterdam-Adnan Menderes olacak, şu an birçok şeyden daha büyük mutluluk bu bana. Bakalım...



*

Yorumlar

  1. Merhaba, iyi seneler.
    Yalnızlık benim de sevdiğim bir duygu. Dediğiniz gibi, elbet arkadaşlarım da var, onlarla da vakşt geçiriyorum ama bazı şeyleri tek başıma yapmayı, keyfini çıkartmayı da seviyorum.
    Ne güzel bir yere taşınmış aileniz. Keyifli zamanlarınız olsun İzmir'de.
    Selamlar sevgiler 🤗

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sizlere de mutlu, güzel seneler olsun. Çok teşekkür ederim. 😊😊

      Sil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar