Fırında Bol Yeşillikli Sarma || Sohbetli Reçeteler

Yeni bir seri olsun bu sohbetli reçeteler..

Mutfakta olmak bana çok iyi geliyor. Bu yüzden yaptığım birçok yemeğin bir hikayesi de oluyor aklımda. İç sesimle muhabbet ederek, onlarca malzemeyi birleştirip bir şeyler hazırlamak ve sonucun ahenkli bir tat yaratması ne güzel şey...

Aslında bu reçeteyi kitapta fotoğraflamak istediğim bir tarif için yaptım bugün. Salamura yaprak almıştım Türk marketinden; gözüme ilk ilişen zayıf yaprakları döküm tenceremin altına serdim önce...


 Sarma içlerini biraz pişiriyorum ben. Soğanın kavrulması ayrı bir lezzet veriyor. Evde ne yeşillik varsa, taze soğandan naneye koymak da çok önemli bir ayrıntı benim sarma anlayışım için.


 Hiç durup yaprakları incelediniz mi? Sarma yaparken bile ne çok odaklanacak şey var. :) Anı yaşamak bu mu demek dersiniz? Bu yaprakları görmek, incelemek beni çok mutlu ediyor. Ne muazzamlar... Doğayı dikkatle izlediğinizde, çok net "konuşuyor" sizinle. O anları yakalamak, o mesajları alış anlarınızı; nefis bir duygu. İnsana Yaşıyorum! dedirten cinsten...


 Bir fırın kabına dizdim sarmaları. Gerisi tencerede pişecek, o yüzden tek sıra yaptım buraya... Üzerine güzel bir sos yapacağız, suya gerek kalmadan hiç. İki domatesi rendeledim, tuz-karabiber, taze nane yaprakları... Birkaç maydanoz ve dereotu sapı attım üstüne, sonra da sos ile örttüm. En üste de bol zeytinyağı...


200 derece fırında 40 dakika üstü kapalı, 10-15 dakika açık piştiler. Derler ya "fırın tadı" almak diye, tam öyle bir lezzeti oluyor bu şekilde. Çok sevdik yine bu aroma dolu tadı.


Bir youtube kanalım var biliyorsunuzdur belki. Orada da bu yöntemi paylaştım bir video ile... Bir yorum düştü hemen "tariflerinizi çok seviyorum ama bu uyduruk olmuş, o pirinçler susuz asla pişmez" diye. Youtube enteresan bir mecra, tüm sosyal medya bir yana. İlk başta daha çok "üzülüyordum" bazı insanların doğasına ama hala biraz kalbim kırılıyor sanırım. :) Yani, bir iş hazırlıyorsunuz, montajı, emeği, müziği, yüklemesi... Sonra 1 dakika ardından böyle bir yorum aslında bu yemeğin pişmemiş olduğunu, uyduruk olduğunu söylüyor. Şimdi diyeceksiniz ki başka derdin mi yok Meliscim, ama adı üstünde sohbetli reçeteler. :) Ne bileyim... Ben gelen bir yoruma değil, onu yazanın ruhuna üzülüyorum. Düşünüyorum işte...

Bu aralar sık sık kendime de dönüp bakıyorum, kendime de soruyorum, Acaba böyle hissetmen seninle alakalı olabilir mi? diye... Birçok konuda içtenlikle sorunca bu soruyu, inanın güzel cevaplar alıyorsunuz kendinizden. Gerçi bu sualin cevabı zaten koca bir evet bence. 

Zira gerçek klişelerden biri, hayatta başımıza gelenleri kontrol edemesek de vereceğimiz tepkinin bize bağlı olduğu. Kolay demiyorum ama üzerinde çalışıldığında, evet, kesinlikle iyileştirmek mümkün. 

"Şeyler", gerçekten onlara anlam yüklediğimiz şekilde, sadece o kadar var... Ama bu, "bak işten atıldım pozitif düşünemeye çalışıyorum ama olmuyor, üff saçmalık bunlar" tadında bir konu değil. Baya baya çalışmanız, zihninizi eğitmeniz gereken bir konu. Ardından kontrol usul usul sizin elinize geçmeye başlıyor.

Podcast yayınlarıma denk geldiyseniz, bu arada çok kafa yoruyorum çocukluktan taşıdığımız hassasiyetlere. Her bir şey görüp, duyup, soluk borumun etrafı yanar gibi hissettirdiğimde, bunu bir fırsat bilip hemen kendime sorular yöneltiyorum. 

Bu basit yorum konusundan buraya nasıl geldik derseniz, anladım ki pek "eleştiri" sevmiyorum. Daha doğrusu, mesela biri karşıma geçip, emek verdiğim şeye "bu pişmez sallama, uyduruk olmuş" derse, ben buna "eleştiri" demiyorum. Bu üsluba, bu niyete eleştiri denmez. İnsanlarla olan asgari sınırlarım çok net benim için, esnetilecek bir başlık değil. Bunun fiziksel dünya veya sosyal dünya olması da hiç fark yaratmaz... İyi niyetli eleştiri ise her zaman altın değerinde; zira benim görmediğim bir şeyi gösterebilir gözlerime. Öyleli durumlar.

Ne diyorduk, fırında sarma, pek leziz oluyor. :)

Görüşmek üzere,
Melis






Yorumlar

  1. Tariflerine güveniyorum. :) İyi ki varsın. Yıllardır çok sevdiğim hayatımda olan bir arkadaşımsın gibi hissediyorum yazılarını okudukça... Sevgiler. :)

    YanıtlaSil
  2. eski yazılardan birine yaptığın yorumdn gelip gördüm blogunu. canım sarma çekti :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar