Den Haag'da Balıkçı ve North Sea Kenarında Hollanda Martıları

Ne iyi gelmişti ama bu gün ruhuma. 

Hollanda'nın İngiltere'ye bakan tarafında, Lahey veya Hollandaca adıyla Den Haag şehrine gidip, Yunanistan Konsolosluğu'ndaki birkaç işlemi tesadüfen oldukça hızlı hallettikten sonra limana indik. Birkaç kültürel şeyden bahsetmek, fotoğraflarla sizleri de Den Haag'a götürmek istiyorum bugün.


Önce balık hali gibi bir mekanın yanındaki bir balıkçıya oturduk. Balıkçı derken böyle fast food balıkçısı gibi bir yerdi. Altta ikinci fotoğrafta afişte yazan "haring", Hollanda için baya önemli bir balık, ringa balığı diye geçiyor Türkçe'de. Baya baya çiğ yeniyor; soğan turşu falan koyuyorsunuz isterseniz, kuyruğundan tutup - başınızı geriye atıp hüp diye yutuyorsunuz. :) Tam aşağıdaki gibi:



Bu tarz kızartılmış balık (özellikle "lekkerbek") Hollanda'da çok sık yapılan bir şey. Birçok pazar yerinde deniz ürünleri satan standlarda bu balık kızartmalarını da yaparlar çokça. 



Bilinen malzemelerle bilinmeyen tabaklar ve vitrinler... Yabancı kültürde yaşamanın en güzel yanı.




Farklı bir ülkede yaşamanın en güzel yanlarından biri bu benim için; malzemeler genelde tanıdık ama yorumlayışları, kullanışları çok farklı. Bu da devamlı bir "aaa süpermiş ya iyi fikir" hali veriyor zihnime. Bir sürü şey öğrenebiliyorum en basit kaynaktan bile. Misal karidesi hep aynı şekilde yapıyorsunuzdur, birden hardalın çok yakıştığını öğrenebiliyorsunuz başka kültürden, gibi gibi.


Ve sonunda o filmlerdeki gibi uzuun uzun kumsalları olan, insana Ege denizlerinden çok daha garip bir duygu veren, kuzey denizine iniyoruz. Su buzzz gibi ama ayakkabıları çıkarıp incecik kuma basmaya engel değil. :) Mesela böyle kültürümüzün benzemediği ülkelerde, bu tanıdık fiil bile garip-heyecanlı bir hal alıyor. Nerede ne göreceğim merakla basıyorum yere. Martılar bizim tavuk gibi İstanbul martılarından daha başka ama sesleri, uçuşları, verdikleri his aynı. Gözlerimi kapatınca İstanbul Boğazı'nda bir teknedeyim, bir an için havada asılı kaldığına yemin edebileceğim martılara simit atıyorum. Ama gelin görün ki, İngiltere ile Hollanda arasındaki Noordzee - Kuzey Denizi arasında ufacık bir noktayım.



Mut-lu-luk!


Bir de yine o tanıdık olmayanlardan, dev gibi bir deniz anası. :)


Deniz kabuklarının izleri... Ne güzel tabir. 
Dört bir yanda keşfedilmeyi bekleyen, aynı dünyanın farklı coğrafyalarına ait güzellikler, ayrıntılar, mucizeler... 


Bir de biraz fazla arkadaş canlısı martılar. :) 
Yunancası "glaros", glarosların yeri bir başkadır hep bende. 
Daha kimlikli, cesur, özel hayvanlar. Üstelik nerede martı çığlıkları duysam, yakınlarda bir deniz var demektir.


Ege bir başka olsa da gönlümde, Den Haag; koca dünyada, Kuzey Denizi kenarında kürdan ucu kadar bir nokta olarak var olmak, pek iyi geldi.

Nice denizlere, deniz rüzgarlarına, martı çığlıklarına, maviliklere...


*


Yorumlar

  1. Με χαρά βλέπω οτι φοράς φόρμα απο την αγαπημένη μου ομάδα του Ολυμπιακού. Καλή Χρονιά, με υγεία και προσωπική ευτυχία.
    Σωτήρης

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar