Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu'na Dair

Avusturyalı yazar Stefan Zweig, son zamanlardaki favori ismim oldu. Bunun en büyük sebeplerinden biri de bu kitaptır. Birkaç satır karalamak istedim yine, Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu'na dair.



Bir bakayım şuna diye oturup, kitabı bitirip kalktım yerimden. Zaten 55-60 sayfalık bir kitap, fakat öyle bir hikaye saklıyor ki içerisinde, alıp götürüyor insanı. Almanca aslından çeviren Ahmet Cemal Bey'e de ayrıca tebrikler, çok çok akıcı bir dili var. 

Dürüst olmak gerekirse spoiler vermeden ne kadar çok etkilendiğimi nasıl anlatacağım bilemiyorum. :) Çok etkileyici bir hikayeydi benim için. Kitabın ismi "Tanınmayan" bir kadının mektupları olsa tam hikayeye gönderme olurdu; tutkulu, çok acayip bir aşk ve sürprizlerle dolu, heyecanlı bir öykü okuyacaksınız bu kitapta... Ama o bildiğiniz aşklardan değil. İşte... Okuyun siz. :) 

Dediğim gibi Zweig hayranlığımın en büyük sebebi bu kitaptır. Gerçi her kitabından sonra söz konusu eser için öyle hissediyorum ama gerçekten rüzgar gibi esip geçen bir hikaye olmuştu bu benim için. Öyle ki ruhuma dokunuveren satırların altını çizmek için dahi duramadım pek. Bazen öyle satırları çiziyorum ki, bir başkası "e niye çizmiş ki bunu" diyebilir. Çok güçlü bir betimleme, kendimle eşleştirdiğim bir duygu, daha önce düşünmediğim bir saptama, veya sadece hoş hissettiren bir ilham kaynağı olabilir çizili satırlarım... Bir tanesi gelsin kitaptan, adettendir. :)

"... Viyana'ya döndüğünde ve garda bir gazete aldığında, tarihe şöyle bir bakar bakmaz o günün doğum günü olduğunun farkına vardı. Kırk birinci, diye geçirdi hemen aklından ve bu saptamadan ne haz ne de acı duydu."

Tavsiyelerimle...
Melis



Yorumlar

  1. Alman edebiyatı eseri henüz okumadım not aldim

    YanıtlaSil
  2. Merhabalar,


    Avusturyalı roman, tiyatro, biyografi yazarı Stefan Zweig'i ilk olarak ''Satranç'' kitabıyla tanımıştım. ‘’Olağanüstü Bir Gece’’ adlı romanını da dün itibariyle bitirdim. ”Olağanüstü Bir Gece”, seçkin bir burjuva olarak rahat ve tasasız varoluşunu sürdürürken giderek duyarsızlaşan bir adamın hayatındaki dönüştürücü deneyimini anlatmaktadır. Romanda beni en çok etkileyen cümle şu iki cümle olmuştu:


    -Kendisini bulmuş olan insan dünyada hiçbir şeyi kaybetmeyecektir. Kendi içindeki insanı kavramış olan insan ise bütün insanlığı anlayacaktır.

    -Ne var ki bu satırları zaten sadece kendim için yazacaktım ve kendime bile tam açıklayamadığım bir şeyleri başkaları için anlaşılır kılmak gibi bir niyetim hiç yoktu.


    ‘’Olağanüstü Bir Gece’’ adlı romandan altını çizdiğim, en sevdiğim yirmi alıntıyı okumanız için sizinle de paylaşmak isterim: http://www.ebrubektasoglu.com/yazi/olaganustu-bir-gece-romanindan-muhtesem-20-alinti/

    Umuyorum ilgiyle okursunuz,
    edebiyatla ve sağlıkla kalın.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar