Selanik'ten Gelen Mektup

Aslında, Xristina ile ilk tanışmamız, bir Yunanistan gazetesinde çıkan yazımı görüp bana ulaşmasıyla oldu. Heyecanla yazdıklarımı okuduğunu, çok mutlu olduğunu ve Türkçe öğrenmek istediğini anlatıyordu. Çok içten, tatlı bir kızcağız. Daima yazar bana sağolsun, ben de ona; kâh yorumla, kâh maille ulaşır, bir şekilde hep iletişimdeyiz işin özü. 

Geçtiğimiz günlerde, yeni yıl kartpostallarıyla ilgili bir yazı yazdığımda bana kart göndermek istediğini söyledi, ben de çok mutlu oldum. Mailleştik, adreslerimizi verdik ama, benim aklımdan çıkmıştı doğrusu. Bugün babam aradı, "Sana Selanik'ten mektup gelmiş." dedi, hep de babama kalıyor bu iş ya neyse. :) O an hatırladım konuştuğumuzu ve ne çabuk gelmiş diye şaşırdım; 10-12 günde gelmiş. Çanakkale'den bile 10 günde geldi geçen gün hani. 


Efendime söyleyeyim, eve gelince hemen mektuba sarıldım. Dünya'nın küçüklüğü üzerine düşünürken, kendimi Selanik'e ışınlamak istedim, yüz yüze hiç tanışmadığım halde Xristina'nın sıcaklığına bir kez daha hayran kaldım, hayatı sorguladım, mektubun pulunu karşıma koyup seyrettim, yaşamı sevdim. Belki, işte tam da bu yüzden mektup göndermeyi de almayı da çok seviyorum. 

Ne kadar mutluluk sığar bir zarfın içine?




Çok. :)

 Bu arada, ağzını yapıştırmadan, içe kıvırarak yalnıza tebrik kartı koyarsanız zarfın içine, inanılmaz ucuza gidiyor "mektup" kategorisine girmediği için. Öyle ki, ben ikisi yurt dışı 7 mektuba sadece 5 lira ödedim PTT'deSizden ricam, en azından bir kişiye yeni yıl kartı gönderin bu sene. O kadar kolay ki mektup göndermek, iki taraflı büyük bir mutluluğa hayli değer...

(Χριστίνα μου, σ'ευχαριστώ πάρα πολύ. Θα το κρατάω για πάντα!)

*

Yorumlar

Popüler Yayınlar